Nuray Pekcan: Öncelikle işleriniz nasıl gidiyor Erhan Bey?
Erhan Gündüz: Türkiye’nin ve dünyanın yaşadığı bu sıkıntılı süreçte çok şükür ki henüz tekerleklerimizi çevirebiliyoruz. İşletmelerimiz ve araçlarımız faal vaziyette. İşimizin başındayız. TETNAK A.Ş olarak kuruluşumuzdan beri ekseriyetle Avrupa hattında taşımacılık yapıyoruz. Bunun da büyük bir bölümünü Almanya ve Belçika oluşturuyor. Tabii buradan sadece Avrupa ile sınırlı olduğumuz anlamı çıkmasın. Karayolu ile gidilebilecek her bölgeye ulaşacak kapasiteye sahibiz. Ancak son 15 yıldır tamamen Avrupa ağırlıklı çalışıyoruz. Otomotiv, yedek sanayi, yedek parça sanayi üzerinde ülkemizin saygın kuruluşlarına hizmet veriyoruz. Her yıl yaklaşık 1500 treylerlik taşımacılık faaliyeti yürütüyoruz. Biz Ankara merkezli bir kuruluşuz. Yıllardan beri de Ankara’daki pek çok savunma sanayii firmasının, ilk tezgâhlarının taşınmasından başlayarak bugüne değin çalışmaya devam ediyoruz.
Nuray Pekcan: Son aylarda yaşadığımız ekonomik dalgalanmalar sizi nasıl etkiledi?
Erhan Gündüz: Sizin de belirttiğiniz gibi bu yılın Ağustos ayından beri dövizde dalgalanmalar yaşanıyor. Bunun bizim sektörümüzde yol açtığı en büyük sıkıntı, ihracata araç temin etmekte zorlanmamız şeklinde oldu. Nakliyecilik yaparken 4500-5000 Euro arasında bir gidiş-dönüş maliyetiniz söz konusu oluyor. Bu maliyeti hem ihracatçınıza, hem de ithalatçınıza belirli oranlarda bölüştürmeniz gerekiyor. Ne var ki, döviz yatırımlarındaki düşme, yeni yatırımların gerçekleştirilmemesi ve ticari ithalatın durması, kapasiteyi ciddi anlamda düşürdü. Mesela biz, Avrupa’da bulunan 20-25 civarı aracımızı bazen boş çekmek zorunda, kimi zaman ise çok düşük navlunlarla dönmek zorunda kaldık. Bunu da birlikte çalıştığımız ihracatçılarımıza hizmet vermeye devam edebilmek adına yaptık.
“Yeter ki Tekerleklerimiz Dönsün”
Nuray Pekcan: Peki araçlarınızı boş çekmek ya da çok düşük ücretlerle çekmek zorunda kalmak, kârlılığınızı çok etkilemedi mi? Sonuçta 4500-5000 Euro’luk bir maliyetten söz ediyorsunuz?
Erhan Gündüz: Türk taşımacılık sektörü, özellikle Avrupa hattı için diyebilirim ki, son 2-3 yıldır sadece sistemi ayakta tutabilmek adına çalışmaya devam ediyor. Bu son dönemde taşımacılık, “Yeter ki tekerleklerimiz dönsün”’ saikiyle yapılıyor. Çünkü devam eden yükümlülüklerimiz var, çalışma kapasitemiz var, çalışanlarımız var. Şartlar ne olursa olsun, bazen durma şansınız yoktur. Yanlış anlaşılmasın; bu sadece son 2-3 yıla özgü bir durum değil. Sektör öteden beri maliyetine bir taşıma yapıyordu. Çünkü çarkın dönmesi gerekiyor.
Nuray Pekcan: Yani siz sektörü devam ettirmek ve müşterilerinize hizmet verebilmek adına cebinizden para mı ödüyorsunuz?
Erhan Gündüz: Evet. Ödedik ve ödüyoruz. Çünkü on yıllardır birlikte çalıştığımız firmalarımızı yarı yolda bırakamayız. Aksi hâlde bir sabah kalkıp bu firmalarımıza, “Sen bana 4500-5000 Euro verirsen Avrupa’ya giderim, yoksa gitmem” dememiz gerekir. Elbette böyle bir şeyi etik bulmayız. Peki ne oldu derseniz; çok cüzi miktarlarda ihracatçılarımızdan destek gördüğümüz de oldu, göremediğimiz de oldu. Kabul etmek gerekir ki, ihracatçı firmalar da çok büyük marjlarla çalışmıyor. Bugün dünyada rekabet sentler üzerine kurulu. İhracatçılarımız küresel rekabet şartlarında ayakta kalabilmek adına son derece ölçülü ve sınırlı hareket ediyorlar. Bu şartlar altında bizim navlunumuzu 4500-5000 Euro yapmak gibi bir durumumuz söz konusu olamaz. Böyle bir şey olduğu takdirde, ihracatçı firmalarımız bir şey kazanamaz. Bu anlamda diyebilirim ki, Türk nakliyecisi sektörü devam ettirebilmek adına üzerine düşeni yapmıştır. Hiçbir ihracatçısını yarı yolda bırakmamıştır.
Nuray Pekcan: Günümüz iş dünyasında şartlar her an değişiklik gösterebiliyor. Tabii böylesi bir ortamda geleceğe dair öngörülerde bulunmak da giderek güçleşiyor. Türk taşımacılığı küresel olarak en çok hangi alanlarda sıkıntı yaşıyor?
Erhan Gündüz: Türk taşımacılığı olarak, küresel rekabet anlamında yaşadığımız temel sıkıntıların başında “Tarife Dışı Engel” diye tanımladığımız problem geliyor. Özellikle son 2-3 aydır Ankara’ya mahsus olmak üzere aşamadığımız bir vize sorunumuz var. Bu hususun çözümü konusunda Dışişleri Bakanlığımızın da gayretli çalışmaları devam ediyor. Ancak konu şu anda aşılmış değil. Ankara ve Güneydoğu nakliyecisi önümüzdeki aylarda sefer sıkıntısı yaşayabilir.
Nuray Pekcan: Neden Ankara ve Güneydoğu nakliyecisi yaşıyor bu sorunu?
Erhan Gündüz: Çünkü Ankara’daki ilgili büyükelçiliğin yerel yapmış olduğu bir uygulamadan kaynaklı sıkıntı var şu günlerde. Kabulü mümkün olmayan, temini reel olmayan ek bilgi ve belgeler talep ediliyor. Bu da sektörün gerçekleriyle örtüşmüyor. Bu anlamda çok büyük bir sıkıntı söz konusu. Büyükelçiliğin bu bilgi ve belgeleri ne gerekçe ile talep ettiğini biz de net olarak bilmiyoruz. Karşılıklı oturarak konunun görüşülmesi gerekiyor. Tabii ki onların da hak ve hukukuna, ülkelerinin güvenlikleri konusundaki duyarlılıklarına saygı duyuyoruz. Ancak dediğim gibi bizim için temini mümkün olmayan belgeler istenmekte.
Nuray Pekcan: Peki ne zaman bir araya geleceksiniz?
Erhan Gündüz: Şu anda hem Dışişleri Bakanlığımız, hem de sektör olarak bizlerin randevu talepleri söz konusu. Henüz bir cevap gelmiş değil.
Nuray Pekcan: Küreselleşme olgusuyla birlikte yabancı firmaların Türkiye’de yapılanmasından yola çıkarak, bu durumun nakliye sektörüne yansımasını nasıl değerlendirirsiniz?
Erhan Gündüz: Türk nakliyecisi, özellikle 1980’lerden itibaren çok ciddi mücadelelere girişti. Pazar payını, özellikle bu işteki organizasyondaki hâkimiyetini geri kazandı. Eskiden sevk organizasyonları gerçekleştirenler genelde yabancı firmalar olurdu. Türk taşımacısı ise onun sadece nakliye boyutunda yer alırdı. Süreç içerisinde bunlar aşıldı. Ancak şimdi ortaya çıkan ekonomik bunalımlar, önümüzdeki süreçte sektörü şöyle bir tehlikeyle yüz yüze getirebilir: Yerli firmalar “Keşke şöyle iyi para veren bir yabancı firma çıksa da ben de satıp kurtulsam” düşüncesine kapılabilir. Buradan hareketle, uzun vadede sektörün iyi bir yöne doğru gitmeyeceğini söyleyebilirim.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |