Kayseri’de 1935’ten bu yana dededen oğula aktarılarak devam eden bir firma olduklarını belirten Kayseri Lojistik Operasyon Müdürü Yasin Erdem, Kayseri Lojistik’in bünyesinde 28 araç bulunduğunu ve araçlarının Balkan ve Avrupa ülkelerine çalıştığını aktarıyor. Erdem, “Aynı zamanda Kayseri Lojistik’in yan firması olan Erdem Export olarak da Asya ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatlarımızı da kendimiz taşıyoruz. Ağırlıklı olarak mobilya ihraç ediyoruz. İhracat çıkışlarımızın yüzde 90’ı Kayseri’den oluyor. Bunun dışında makine ve gıda gibi çıkışlarımız da oluyor.” diyor.
“Çok Fazla Göçmen Problemi Var”
Avrupa taşımacılığında en büyük sıkıntılarının göçmen sorunu olduğunu belirten Erdem, sektörün sorunlarına dair şunları aktarıyor; “Avrupa taşımacılığında intermodala yeni geçiş sağlıyoruz. Bu geçişten önce taşımalarımızın tamamını karayolu ile yapıyor; rotamızı da; Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya şeklinde oluşturuyorduk. Bu ülkelerde de çok fazla göçmen problemi var. Aracın içerisinde ne olduğunu görebilmek için çadırı kesiyorlar; bunlar bize çok büyük sıkıntılar yaşatıyor. Örneğin, Romanya ve Macaristan; kendi araçlarına uygulamadıkları binlerce kuralda zorluk çıkartıyor. Amaç, Türkiye’nin ihracatını, lojistiğini ve büyümesini engellemek. Bulgaristan’a giden araçlarımız oradan alışveriş yapıyor, yakıt ikmallerini gerçekleştiriyor ve para kazandırıyor. Fakat yine de Türk araçlarına düşman gözüyle bakılıyor. Biz onların rakibiyiz; çünkü Bulgaristan’ın ithalat ve ihracat yüklerini de yüklüyoruz.”
“Herkes Bu Konuyla İlgili Tepkisini Gösteriyor”
Yeşil mühür olarak da belirttiği Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası konusunu desteklemediklerini; bu nedenle Ulaştırma Bakanlığı ve UND’ye dilekçe verdiklerini, ancak bir çözüme varılmadığını belirten Erdem, “Bu belge büyük firmaların elinde bulunuyor. Kapıkule ve Hamzabeyli’de benim aracım sıraya girip bekliyor. İstanbul’da bunun ticareti de yapılmaya başladı; 250 euroya yeşil mühür sahibi olanın yükünü satıyorlar. Hamzabeyli’de aracım sırada bekliyor; yeşil mühür sahibi araç 20 kilometrelik sırayı sollayıp gidiyor. İşin en üzücü tarafı da, bu araç Bulgaristan’da dorseye yabancı plaka takıyor. Aracım ayda üç sefer atarken, yeşil mühürlü araç yedi sefer atıyor. Şoförüm o sırada beklerken gece gündüz uykusuz kalıyor; onların araçları beklemeden bir, iki saatin içerisinde Bulgaristan’a geçmiş oluyor. Bu adalet değil, ihracatı hızlandırma da değil. Bir yerden hızlandırırken bir yerden yavaşlatıyorsun. Kesinlikle desteklemiyorum, lojistik sektöründe herkes bu konuyla ilgili tepkisini gösteriyor. İhracat büyüyor; ancak ihracatın önünde büyüyen bir de lojistik var. Lojistik devam ediyor; herkes daha da güçleniyor. Bu durum da kapılardaki yoğunluğu artıracak. Bu nedenle konu Bakan’a iletilmeli.”diyor.
“Rekabet Ortamı Sağlanmaz”
İzinli gönderici belgesi ve yeşil mühür sistemi uygulansa da kapıların belli bir kapasitesinin olduğunu; herkes belgeyi alsa da yine kapı kapasitesi kadar aracın geçebileceğini belirten Erdem, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Yine adalet sağlanmıyor. Örneğin; iki lojistik firmasından birinde yeşil mühür veya izinli gönderici belgesi var; diğeri bu belgeye sahip değil. Romanya’ya taşınacak yüke, bu belgeye sahip olmayan 2 bin euro, sahip olan da bin 500 euro fiyat veriyor. Bu belgeye sahip olmayan ayda üç sefer, diğeri yedi sefer atıyor. Kim buna razı olur? Bu şekilde rekabet ortamı sağlanmaz. ‘Benim param çok aracım hızlı gitsin. Senin paran ya da aracın az; bu belgeyi alamazsın, sen yavaş git.’ olduğu zaman bu, o firmanın büyümesine engel oluyorum demektir. Bu durum lojistiği büyütmez aksine küçültür.”
“Rekabet Ortamında Türkiye Nakliyecisinin Farkını Gösterin”
Herkese eşit haklar ve adalet istediklerini vurgulayan Erdem, yabancı plakalı araçların taşıma yapmalarına dair de; “‘Bulgaristan, Romanya, Kazakistan plakalı araçlar ülkemize gelmesin.’ demiyoruz; tabii ki gelsinler. Biz onların ülkelerinde ne muamele görüyorsak onlara da aynısı uygulansın veya gördüğümüz muameleler engellensin. Haklarımız eşit olsun; rekabet ortamında Türkiye nakliyecisinin farkını gösterin. Devlet ve Bakanlıktan tek beklentimiz eşitlik. Eşitlik sağlanırsa dünyada karayolu nakliyesinde birinci sırada oluruz. Yeter ki devletimiz arkamızda dursun.”değerlendirmesinde bulunuyor.
“Üçüncü Ayda Hem Karadan Hem Denizden Taşımacılık Sistemini Getiriyoruz”
Mersin-İtalya rotasında intermodal taşımacılık yapacaklarından da söz eden Erdem, karayolunda dorselerini çoğaltıp seferleri attırma planı yaptıklarını belirtiyor. Erdem, “Bu nedenle üçüncü ayda hem karadan hem denizden taşımacılık sistemini getiriyoruz. Şu anda ilk araçlarımızı da gönderdik.” diyor.
“Şu Anda Güncel Konteyner Sayısı Potansiyeli Karşılamadığı İçin Sistem Sıkışıyor”
Denizyolunu kullanma noktasında fiyat araştırması yaptıklarını belirten Erdem şunları dile getiriyor; “Şu anda UND Yönetiminde Kayseri firması olan ABC Lojistik’ten Ergün Bey’in toplu bilet alması ile; bir dorseyi Mersin’den İtalya Trieste Limanı’na bin 300 euro yerine bin euroya gönderip maliyet açısından kazançlı olduk. Pendik limanı ve Mersin’den kalkan firmalardan fiyat aldık; ancak aradaki fiyatlar çok yüksek. Bugün İstanbul tarafından ihracat götürdüğümüz zaman 400-500 euro fazla para ödeyerek kârdan düşeceğimiz için masraf çoğalıyor. Konteyner sıkıntısı genelde firmalarımızı Çin’e bağlıyor. Şu anda güncel konteyner sayısı potansiyeli karşılamadığı için sistem sıkışıyor. Konteyner eksiği giderilir, bu sisteme de alışılır; fakat önemli olan Türkiye ihracatının büyümesi. İnanıyorum ki önümüzdeki 10 yıl içerisinde özellikle karayolu lojistiğinde dünyada ilk sırayı alacağız.”
“Dorse Konusunda Tırsan, Çekici Konusunda da IVECO’da Karar Kıldık”
Kayseri Lojistik’i yedi yıl sonra Türkiye’nin büyük firmaları arasında görme hedeflerinin olduğunu belirten Erdem sözlerini, “Yıllık olarak yüzde 50 büyüme gerçekleştiriyoruz. Bu yıl çekici ve dorse olarak 17 araçlık bir yatırımımız oldu. Dorse konusunda Tırsan’ı tercih ediyoruz. Fiyat ve dayanıklılık konusunda da cazip. Araç olarak da IVECO aldık. Kazancımızı düşünürken, o araçları kullanacak olan şoförlerimizi de düşünmemiz gerekiyor. Bir şoför evinden çıktığı zaman 20 günlük bir yolculuk yapıyor. Bu yolculuğu yaparken; yediğinin, içtiğinin taze kalabilmesi için buzdolabı, rahat bir yatak, klima ve makinanın olması gerekiyor; ki o kişi konforlu bir şekilde çalışabilsin. Birçok markayı değerlendirdik; dorse konusunda Tırsan, çekici konusunda da IVECO’da karar kıldık.” diyerek sonlandırıyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |