“PAZAR PAYI DÜŞÜYOR, PAZAR ALANI DARALIYOR”
MLB Group firmasının iştigallerinden bir tanesi olduklarını aktararak firmadan söz eden Candan, Mepsan firmasının kardeş kuruluşu olduklarından bahsediyor ve sözlerini; “Bünyemiz içerisinde yaklaşık 11 ayrı şirket var. Tamamen petrol sektörüne odaklıyız. Araç üstü ve treyler olarak alüminyum tanker üretiyoruz. Hem tarımsal hem endüstriyel anlamda; LPG ve akaryakıt stok tanklar, konteyner içi ve konteyner dışı mobil istasyon tankları, hava kompresörleri ve römork üzerine tankerler üretiyoruz. MLB Group şirketlerinden Mepsan olarak da pompa ve türevlerini yüzün üzerinde ülkeye ihraç ediyoruz. Şu anda Traco olarak ağırlıklı olarak yurt içi pazarına yönelik çalışıyoruz; yani yüzde 65, yüzde 70 oranında yerli diyebiliriz.”
“TSE Türkiye Dışında Akredite Bir Kuruluş Değil”
Türkiye’de ADR standartlarının TSE bünyesinde olduğunu ifade eden Candan, ADR sürecinin 2004-2005 yıllarında başladığını ve 2014 yılına kadar da devam ettiğini aktarıyor. Candan,“2014 yılından sonra yeni üretimlerin tamamen ADR’li olması zorunluluğu getirdi. Geçmişte üretilen ürünler için de belirli süre içerisinde ara muayenelerle geçiş dönemleri oluşturuldu. Tabii ki tanker sayılarını düşündüğümüzde çok normal, çünkü tüketicinin haklarını da korumak gerekiyor; ancak süreç çok uzadı. ADR belgelendirme konusunda 12285 standardıyla beraber uluslararası standartlar düzeyine geldik. Fakat sıkıntımız TSE’nin Türkiye dışında akredite bir kuruluş olmaması. İhracat yaparken bu tür konularda zorluklar yaşıyoruz. Örneğin Amerika kıtasına ürünlerimizi satarken farklı standartlar istiyorlar ve bunları tedarik etmek durumunda kalıyoruz. Bu da her üründe farklı belgelendirme yapmak zorunda kalmamıza neden oluyor. Bunlar bizi ihracat süreçlerinde zorluyor.” diyor.
“Türkiye’de Özel Sektörde de Standart Kuruluşlar Oluşturulmalı”
İhracatın artması noktasında girişimcinin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Candan, “TSE’nin yönetimindeki kişilerin bu konunun elzem olduğunu bildirmeleri ve devlet yetkililerinin de konuya yönelik çalışmalar yapıp girişimlerde bulunmaları gerekiyor. Bu konuda daha çok çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’deki ihracat firmaları bu durumdan etkileniyor. Ağırlıkla ihracat yapılan ülkelere bakılarak buralar üzerinden akreditasyonlar bir an evvel gerçekleştirilmeli. Ayrıca Türkiye’de özel sektörde de standart kuruluşlar oluşturulmalı; sadece TSE ile sınırlı kalmamalı. Devlet ve özel sektör birlikte çalışırsa daha akredite, hızlı ve verimli alanlar oluşturulabilir. Hızlandırmak adına yapısal değişikliklerde bulunabilirler.”değerlendirmesinde bulunuyor.
“Pazar Payı Düşüyor, Pazar Alanı Daralıyor”
Çelik sektörünün her durumdan en hızlı etkilenen sektörlerden olduğunu aktaran Candan, döviz kurlarının yükselmesi ile bu duruma ayak uydurma konusunda zoluk yaşadığıklarını belirtiyor. Pandeminin ve tedarik zincirinin kırılmasından kaynaklanan çok ciddi sıkıntılar olduğunu da ifade eden Candan şöyle konuşuyor; “Türk sanayicileri olarak kurun yükselmesine ve düşmesine alışığız; ancak bir de döviz ürünlerinin fiyatının artması, ihracatımızın yüzde 70’ini ithalat ile gerçekleştiren bir ülke olarak bizlere ciddi sıkıntılar yaşatıyor. Üç lira olan alüminyumun kilosu yedi, sekiz lira oldu. Maliyetler ciddi anlamda arttı. Bu da hem sanayiciyi hem de tüketiciyi olumsuz etkiliyor. Pazar payı düşüyor, pazar alanı daralıyor. O pazardan yüzde 10 alıyorsak, yüzde 5’e düşüyor.”
“Her Konuda Ciddi Manada Denetimlerimiz Oluyor”
Denetim konusuna da değinen Candan, ağırlıklı olarak petrol alanında çalıştıkları için denetimlerin çok sıkı olduğunu belirtiyor.TSE, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve EPDK ile iç içe çalışan bir firma olduklarını vurgulayan Candan, “Her konuda ciddi manada denetimlerimiz oluyor. Denetimler yeterli; ancak standartları karşılıyor mu? Yani yapılan denetim dünyada benzer üretimi yaptığımız üreticilerle aynı ligde koşturmamıza müsaade ediyor mu? Bizim için önemli olan bu.” diyor.
“Katma Değeri Yüksek Ürünleri Üretmemiz Gerekiyor”
Üretim odaklı davranılması gerektiğini de belirten Candan, başka ülkelere ürün satılıyorsa başka ülkelerden de ürün alınabileceğini; ancak özellikle inovasyon konusuna yönelmek gerektiğini söylüyor. Candan sözlerini, “Katma değeri yüksek ürünleri üretmemiz ve kendi malımızı değerli tutmamız gerekiyor. Bu ülkede üretilen bir mal varsa aynısını ithal etmenin ya da ithal ederken ona bir kolaylık sağlamanın bir anlamı yok. Tabii ki serbest ticareti destekliyoruz; ancak örneğin, Almanya gibi daha milli değerler üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor. Almanya ile de serbest ticaretimiz var; fakat ben Almanya’ya treyler satmakta çok zorlanıyorum; Almanya ise bize ürününü çok kolay satıyor. Ürün pazarı konusunda daha milli düşünüyorlar ve satışa odaklanmışlar. Bizim de aynı politikayı uygulamamız gerekiyor. Kendi üreticimizi korumak adına ne gerekiyorsa onu yapmalıyız; pazarımızı artırmalıyız.Özellikle ihracatçılara biraz daha yardım edilmesini umut ediyoruz. Örneğin, KDV iadesi de bizler için çok önemli. Bunun daha hızlı bir yöntemle çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.”diyerek sonlandırıyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |