"Türkiye’de Nakliye Sektörü Büyük Bir Daralma Yaşıyor"

Artan maliyetler karşısında zorlandıklarını belirten Erdoğan, üyelerinin bu dönemi rahat atlatabilmeleri için farklı projeler üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yeni projeleri olan kimyasal madde taşımacılığına 30 araçla başlamak istediklerini belirten Erdoğan “Bu sektörde yeni olduğumuzdan dolayı 30 adet ADR’li araçla faaliyetlere başlamak istiyoruz. Bu tankerlerin ve araçların maliyetleri yüksek. Tanker alımları için bazı firmalar ile görüşmelere başladık.” diye konuştu.

“Üyelerimizin Bu Zor Zamanları Kolay Atlatması için Yeni Projeler Üretmeye Çalışıyoruz”

İlk olarak kooperatifleri hakkında bilgi veren Başkan Erdoğan, kimyasal madde taşımacılığı ile ilgili yeni bir projeleri olduğunu söyledi. Kooperatif üyelerinin sektörde yaşanan sıkıntılardan çok fazla etkilenmemesi için uğraş verdiklerini aktaran Erdoğan “Kütahya’nın Emet ilçesinde 125 aracımızla hizmet veriyoruz. 90 üyemiz var ve ETİ Maden ile çalışıyoruz. Limanlara ve istasyonlara bor nakliyesi gerçekleştiriyoruz. Bandırma’dan bizim bulunduğumuz bölgeye sülfürik asit gelmesi gerekiyor. Biz de bu gelişme karşısında kimyasal madde taşımacılığı yapmak için proje hazırlığına giriştik. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki, Türkiye’de nakliye sektörü büyük bir daralma yaşıyor. Üyelerimizin bu zor zamanları kolay atlatması için yeni projeler üretmeye çalışıyoruz.” dedi.

“30 Adet ADR’li Araçla Faaliyetlere Başlamak İstiyoruz”

Kimyasal madde taşımacılığına 30 araçla başlamak istediklerini belirten Erdoğan “Bu sektöründe yeni olacağımız için 30 adet ADR’li araçla faaliyetlere başlamak istiyoruz. Bu tankerlerin ve araçların maliyetleri yüksek. Tanker alımları için bazı firmalar ile görüşmelere başladık. Üyelerimize de bilgilendirmeleri yapıyoruz. Bazı üyelerimizin araçları zaten bu tanklara uyum gösteriyor. Bu noktada araç eksiğimiz çok fazla yok; fakat tanker alımı için firmalar ile ortak iş yapabiliriz. Toplu bir alım söz konusu olacağı için teklifler de uygun olur diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

“Biz Bunlarla Nasıl Rekabet Edeceğiz?”

C2 Yetki Belgesi ile taşımacılık yapanların yurt içinde yük taşımasından rahatsızlık duyduklarını belirten Başkan Erdoğan “Türkiye’deki rekabet ortamından memnun değiliz. Bizler R1 ve K1 Yetki Belgesi’ne sahibiz; fakat C2 Yetki Belgesi sahibi İstanbul’da bir yük boşaltıyor, Antalya üzeri dönüşe geçtiğinde boş gitmemek için yük alıyor. Yurt içinde taşımacılık yaptıkları için K1 Yetki Belgesi olan arkadaşlarımız da yük bulamıyor ve açıkta kalıyor. Bizim nasıl ki K1 Yetki Belgemiz yurt dışında geçersizse, biz de C2’nin yurt içinde geçersiz olmasını istiyoruz. C2 Yetki Belgesi sahibi Türkiye’de istediği yükü alıp yurt dışına götürsün; ama yurt içinde taşıma yapamasın istiyoruz. Yurt dışına çalışan araçların akaryakıt avantajı da var. Gümrüklerden çok daha ucuza akaryakıt alabiliyorlar. Biz bunlarla nasıl rekabet edeceğiz?” sorusunu yöneltti.

“Devletimizin Bu Belgeyi Kamyoncunun Emekliliği Gibi Düşünmesi Lazım”

K1 Yetki Belgesi’nin herhangi bir değere sahip olmadığını dile getiren Erdoğan “K1 Yetki Belgesi’nin bir değeri olması lazım. Bunun için de statü kazanması gerekiyor. 10 bin lira veriliyor, esnaf odasına kayıt olunuyor bir de ruhsat götürüp alıyoruz. Benim belgemin bir değeri olmuyor ki! İstanbul’da bir taksi plakası alınacağı zaman milyonlardan bahsediliyor. Bizim belgelerimizin de değerlenmesi gerek. Aracımızı satarken belge ile birlikte satabilsek; 100 bin liralık aracı 200 bin liraya satabiliriz. Devletimizin bu belgeye değer kazandırıp, bu belgeyi kamyoncunun emekliliği gibi düşünmesi lazım.” şeklinde konuştu.

“Aracımın Yerini İspat Ettiğim Halde Ücreti Geri Alamadım”

Köprü ve otoyol geçiş sistemlerinde yaşanan arızlardan ötürü sık sık cezaya maruz kaldıklarını ifade eden Erdoğan “Röportaja başlamadan biraz önce şahsıma bir ceza geldi. 2 bin 119 lira cihazın okumamasından dolayı ceza aldım. Halbuki bakiyede limit vardı; ancak 4 katı ceza gelmiş. Bir hafta içerisinde ödemezsem icraya verileceğim. Biz bu zorluklarla da karşılaşıyoruz. Aracınızı park ediyorsunuz ve plakası sökülüyor. Daha önceden de benim plakam ile başka araç köprüden geçiş yapmış. 10 katı ceza geldi ve 11 bin lira ceza ödedim. İtiraz edip aracımın yerini ispat ettiğim halde ücreti geri alamadım.” açıklamasında bulundu.

“Aracının Ruhsatını Götüren Şoför Esnafına İndirimli Takograf Verilsin”

Dijital takograf satışında tekelleşmenin meydana geldiğini açıklayan Erdoğan “Dijital takograf zaten başı başına bir problem olmaya başladı. 4 saat 30 dakika sonra mola vermemiz gerekiyor. Zaten bir trafiğe girdiğiniz zaman 2 saatiniz geçiyor. Bir de dijital takografın maliyeti var. Biz devletimizden bekliyoruz ki, aracının ruhsatını götüren şoför esnafına indirimli takograf verilsin. Bize yol gösterilmediği zaman tekelleşmiş firmalardan takograf almak zorunda kalıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Dijital Takograf Konusunda Bize Bir Söz Hakkı Düşmedi”

Dijital takograf konusunda kendilerine yönelik herhangi bir bilgilendirme toplantısının yapılmadığına dikkat çeken Erdoğan “Dijital takograf konusunda bize bir söz hakkı düşmedi. Aslında düşmesini isterdik. Bir sempozyum ya da seminerle bilgilendirilmemiz ve herkesin kendi sorununu orada söylemesi gerekirdi. Mesela; bizim limana saatli işlerimiz var. Yükleme yapıldıktan sonra sabah 8’e kadar limanda olmamız gerekiyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyoruz. İhracat yapıyoruz, biz bu malı götürürsek devletimiz gemiden, bizden ve limandan vergi alacak. Biz de ülkemizi temsil ettiğimiz için işimizi zamanında yapmaya çalışıyoruz ancak dijital takograf süresini aşınca da ceza yiyoruz. Konaklama yapacağımız zaman ise çoğu istasyon bizi kabul etmiyor. Uzun araç almadıklarını söylüyorlar. Oradan çıkıp yer bulma telaşına düşüyoruz. Bulduğun yerde uyuyorsun, uyandığında da mazotun çalınmış oluyor. Şoför yatmaya korkuyor ve istemeden süreyi aşıyor. Kendi başıma gelen bir olay da var; otoban gişelerinin olduğu bölümde uyudum, sabah kalktım 600 litre mazotum gitmiş. Avcılar’da bunu bire bir yaşadım. Ben yatacak, istirahat edecek bir yer bulamıyorum. Karayolları güzel ve güvenli bir yer yaparsa, biz de rahat ederiz.” dedi.

“Fiyatların 2020’de Kilometre Açısından Belirlenmesini İstiyoruz”

Akaryakıt konusunda kamyoncu esnafına devlet tarafından destek verilmesini talep eden Erdoğan “Fiyatların 2020’de kilometre açısından belirlenmesini istiyoruz. Yurt dışına gemiyle ihracat götüren arkadaşların mazotları nasıl indirimli veriliyorsa, biz kamyoncuya da indirimli verilsin istiyoruz. Bizim gemiyle taşımacılık yapan şirketlerle rekabet etme durumumuz yok. İndirimli mazot almalıyız ki rekabet edelim. Neden karayolu taşımacılığında bu avantajlar yok? Biz çok mu kazanıyoruz? Hayır, kazanmıyoruz; ancak devletimiz böyle öngörüyor. Biz de saygı gösteriyoruz; ama biraz da düşünülmek istiyoruz.” diye konuştu.

“SGK İşten Çıkanı Çalışıyor Görüyor ve Bana 50 Bin Lira Ceza Yazıyor”

Son olarak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kendisine ceza yazıldığını anlatan Erdoğan, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Ben aracımda şoför çalıştırıyorum. Primini yatırıyorum, sosyal güvencesini yapıyorum; ama değişik nedenlerle işi bırakabiliyorlar. Daha sonra çıkışını veriyoruz. Biz ETİ Maden ile çalıştığımız için aracımızın özelliklerini önceden bildiriyoruz. Sorun da burada oluşuyor, şoförün ismi kantardan silinmiyor ve kâğıt üzerinde kalıyor. SGK bu arkadaşı çalışıyor görüyor ve bana 50 bin lira ceza yazıyor. ‘Primine bakılsın’ diyorum ama kâğıtta yazılanları dikkate alıyorlar. Bunun incelenmesini istiyoruz. Gerçekten biz bu arkadaşı çalıştırıp sigortasını ödemediysek, gelecek her türlü cezaya hazırız. Sigortasız işçi çalıştırmamız asla söz konusu olamaz.”