“MALİYETİN DÜŞMESİ HAZAR KORİDORU’NUN DAHA YOĞUN OLMASINI SAĞLAYACAK”
Genelde Tacikistan, Özbekistan ve Kazakistan gibi Türki Cumhuriyetlere çalıştıklarından bahseden Aytaş, filolarında 100 araçlarının bulunduğunu aktarıyor ve şöyle konuşuyor; “10 aracı Avrupa’ya gönderiyoruz. Geri kalan araçlarımız ise Tacikistan, Özbekistan ve Kazakistan ağırlıklı çalışıyor. Araç filomuz tenteli araçlardan oluşuyor. Tekstil, giyim, plastik hammaddeleri gibi kuru taşımalar yapıyoruz.”
“Verilen Belgeler Hazar Denizi’ni Kullanma Şartına Tabi Belgeler”
Orta Asya bölgesine yaptıkları taşımalarda belge sıkıntısı yaşadıklarını ifade eden Aytaş, belgelerin şartlı verildiğini belirtiyor ve sözlerini; “Kazakistan tarafından belge veriliyor, ancak verilen belgeler Hazar Denizi’ni kullanma şartına tabi belgeler. Hazar güzergahını kullandığımızda 2 bin, 2 bin 500 dolar gibi bir maliyetimiz oluyor. Azerbaycan makamları yıl içinde Ulaştırma Bakanlığı ile yaptığı anlaşma gereği kantar cezalarının ve 15 günden sonraki gecikmelerin kaldırılacağını; Türk araçlarının diğer araçlar ile eşit olacağını söyledi. Fakat Azerbaycan verdiği bu sözü yerine getirmedi. UND’nin yaptığı toplantılarda bunu Azerbaycan makamlarına ilettik. Bir yük ADR’li ise alma hakları olabilir, ancak Azerbaycan plastik hammaddeyi dahi yanıcı madde kapsamına sokuyor. Azerbaycan’da dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan bir yanıcı madde sistemi var.”diyerek sürdürüyor.
“Özbekistan’da Çok Büyük Bir Pazar Var”
Özbekistan’a giden ihracat yüklerinin Kazak araçları tarafından taşınmasının talep edildiğini ifade eden Aytaş, “Özbekistan’da çok büyük bir pazar var. Kazakistan’ın pazarı da büyük, ancak Kazakistan’ın elindeki ve Türkiye’ye gelen araç potansiyeli düşük. Bu uygulamayı neden uyguladığını anlamıyoruz. Çünkü Kazakistan’ın bize vermediği normal güzergahlı belgeler Özbekistan araçlarına yarıyor. Burada bir artıları yok, ancak bir artıları varmış izlenimi yaratıyorlar.” şeklinde konuşuyor.
“Türkmenistan Dışarıdan Ülkeye Bir Girişin Olmamasını İstiyor”
Türkmenistan makamlarının PCR testi ile araçların transit geçişine izin vereceklerini ve belli güzergahlarda konaklama şartı ile çözüm sunacaklarını belirttiklerini aktaran Aytaş, ancak şu ana kadar bir gelişmenin olmadığını ifade ediyor. Aytaş sözlerini şöyle sürdürüyor; “Türkmenistan dışarıdan ülkeye bir girişin olmamasını istiyor. Şu an kendi nakliyecisi ciddi anlamda kazanç elde ediyor. Biz belge sıkıntısı olduğunda; ki Kazakistan bize altıncı ayda belge vermezse mecburi olarak Hazar’ı kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu durumu müşteriye anlatamıyoruz. Müşteri beş bin dolara çalışırken fiyatların nasıl yedi bin dolara çıktığının açıklamasını istiyor. Açıklıyoruz.. Sonra, ‘Sen gelme yabancı plakalı araç gelsin.’ diyor. Orta Asya’ya çalışan bu kadar aracı durdurma şansımız yok. Orta Asya’ya çalışan araçlar Avrupa’ya çalışan araçlar gibi değil; bu araçları Avrupa’ya yönlendirirsek ciddi anlamda cezalar yeriz. Bu nedenle belgemiz olmadığı için İran ve Irak’a yükleme yapıyoruz. Müşterilerimizin bozulmayacak ürünlerini İran ve Türkmenistan üzerinden aktarmalı götürüyoruz. Türkmenistan’da ürünleri Türkmen dorseye aktarıyoruz. Türkmen araç ürünleri Özbekistan sınırına kadar götürüyor ve Özbek çekici de sınırdan alarak Taşkent’e teslim ediyor. Bunlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşadık. İran, Türkmenistan sınırına kadar araçlarımız malı düzgün bir şekilde götürüyor. İran sınırından Özbekistan’a gidene kadar sigorta kapsamına girmiyor. Türkmenistan da malı umurunda olmadan taşıyor. Müşterilerimiz tarafından navlunda kesinti olmuş. Bunun faturası Türk nakliyecisine kesiliyor.”
“Maliyetin Düşmesi Hazar Koridoru’nun Daha Yoğun Olmasını Sağlayacak”
Aytaş, Hazar Denizi’nde Azerbaycan’ın gemi acentesinin çalıştığını ve burada Türkiye’den bir firmanın kendi Roro’sunu kullanmasına müsaade edilmediğini belirtiyor. Aytaş, Hazar Denizi’ndeki Roro taşımalarına yönelik şunları aktarıyor; “Hazar Denizi; İran, Türkmenistan ve Azerbaycan’ın gölü olarak düşünülüyor ve bu ülkelerin bayraklı gemisi taşıma yapıyor. Başka bayraklı gemilere Rusya ve İran izin vermiyor. Bu şartlardan dolayı da oradaki taşımaları Azerbaycan elinde tutuyor. UND olarak Azerbaycan Roro şirketi ile de toplantı yaptık. Bin 900 olan gemi maliyetini bin dolara çekmesi durumunda hiçbir araç İran ya da Rusya’yı kulanmayacak. Biz orada mesafeyi kısaltıyoruz; yakıttan tasarruf ediyoruz. Bu nedenle bu maliyetin bin dolara düşmesi Hazar Koridoru’nun daha yoğun olmasını sağlayacak. Bunu Azerbaycan makamlarına söyledik. UND olarak, ‘Siz bu işletmeyi bize devredin; kapasiteyi artırın, size taahhüt vereceğiz.’ dedik; kabul etmediler. O koridoru güçlendirirsek gemi gidecek, boş dönmeyecek. Rusya ve Kazakistan belgelerinde bir şart olmasa bir gemi 50 araç ile Kazakistan’a gitti; dönüşte bazen boş geliyor. Biz bunun taahhüdünü verdik. Hazar geçişinde gemi durmadan çalışırsa; Gürcistan, Rusya, Kazakistan güzergahında yaklaşık 3 gün kazancımız olacaktır.”
“Sadece Türkiye’nin Roro’yu Kullanmasının Şart Koşulması Zorumuza Gidiyor”
Devletten beklentilerinin devletin Türk nakliyecisini diğer ülkeler ile eşit tutması olduğunu ifade eden Aytaş şunları aktarıyor; “Kazakistan’a, ‘Sen madem Roro istiyorsun, Kazak aracı da, Özbek aracı da Roro’yu kullansın.’denilsin. Amaçları bu limanların çalışması ise herkes kullansın. Bu ülkeler içinde sadece Türkiye’nin Roro’yu kullanmasının şart koşulması zorumuza gidiyor. Devletin bize yapacağı tek şey bizi eşit şartlara getirmesi. UND bu konuda ciddi görüşmeler yapıyor. Biz çalışalım onlar çalışmasın demiyoruz. Sadece eşit olalım istiyoruz.”
“Nakliyeci Arkadaşlarımızın Bu Yola Adapte Olması Zor Görünüyor”
Pakistan, İran, Türkiye güzergahına ilişkin de konuşan Aytaş, Pakistan’da Türk araçlarının sıkıntı yaşadığından bahsederek; “Pakistan bizim için bir anlam ifade etmiyor. Pakistan’da Türk araçları sıkıntı yaşadı; hem güvenlik hem de karayollarının durumu açısından sıkıntılı bir ülke. Türkiye’de sağdan gidilirken Pakistan’da soldan gidiliyor. Nakliyeci arkadaşlarımızın bu yola adapte olması zor görünüyor.” diyor.
“Pandemi ile Lojistiğin Tedarik Zincirinin Bir Halkası Olduğu Anlaşıldı”
Pandemi döneminde nakliye sektörünün ve şoförlerin zor bir süreç geçirdiğini belirten Aytaş,belge sıkıntısı olmamasına rağmen 2020 yılının verimsiz geçtiğini aktarıyor. Aytaş sözlerine şöyle devam ediyor; “2021’de ise çoğu insan bu hastalığı atlattı. Tedbir alınması gerektiğini anladık ve herkes tedbir alarak işini eski ritmine kavuşturdu. Eskiden lojistikçinin değeri yoktu; fakat pandemi ile lojistiğin tedarik zincirinin bir halkası olduğu anlaşıldı. Nakliyeciye, şoföre olan bakış açısı değişince insanların çalışma isteği biraz daha arttı.”
“Otomotiv Sektöründe Bir Yükselme Var”
2022’nin kârlılık anlamında daha verimli geçeceğini düşündüklerini belirten Aytaş, bu doğrultuda araç yatırımlarının olacağından da bahsediyor. Aytaş son olarak, “Otomotiv sektöründe bir yükselme var. Biz nakliyeciler olarak maliyetler yüksek desek de verimlilik arttıkça elinizdeki malın değer alması nakliyeci için artı oldu; kazanç yükseldi. Döviz endeksli çalıştığımız için bu durum insanları tatmin ediyor.” şeklinde konuşuyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |