Ak Parti ve CHP'nin Oyları Arttı Ancak Milletvekili Sayıları Azaldı
2002 Milletvekili Genel Seçiminde parlamentoda 2 parti yer alırken, 2007 seçim sonuçlarına göre barajı aşarak meclise giren parti sayısı 3… 2002 seçimlerinde 9 olan bağımsız milletvekili sayısı ise bu seçimde yaklaşık üç kat artarak 26'ya yükseldi. Bağımsız milletvekili sayısı 21 olan DTP’nin ise kısa süre içinde grup kurarak, dördüncü bir parti olarak meclis sıralarında yer alması bekleniyor.
2002 genel seçimlerinde yüzde 34.28 oy oranı ile 363 milletvekili çıkaran AK Parti, bu seçimde oy oranını yüzde 46.58'e yükseltti; ancak milletvekili sayısı düştü. AK Parti, 2007 genel seçimlerinde 341 milletvekilini meclise soktu. 2002 yılında yüzde 19.39 oy oranı ile 178 milletvekili çıkaran CHP de, oy oranını yükselterek yüzde 20.88'e çıkardı; ancak CHP'nin de AK Parti gibi milletvekili sayısında düşüş yaşandı. CHP mecliste 112 milletvekiline sahip oldu. İktidar ortağı olamayan CHP muhalefet olarak görevini yürütecek.
2002 milletvekili genel seçimlerinde yüzde 8.36 oy oranı ile baraj altında kalan MHP ise oylarını yaklaşık iki katına çıkararak, yüzde 14.27 oy oranı ile barajı aştı. MHP 70 milletvekilini TBMM’ye sokmayı başardı. Mazbatasını almaya giderken geçirdiği trafik kazası nedeniyle yaşamını yitiren MHP Milletvekili Mehmet Özönder’in sandalyesi ise boş kalacak. Yani meclis bu kez 550 milletvekili ile değil, 549 milletvekili ile açılacak.
Parti |
Toplam Oy |
Oy Oranı |
Milletvekili | |
AKP |
16.327.291 |
F,58 |
341 | |
CHP |
7.317.808 |
,88 |
112 | |
MHP |
5.001.869 |
,27 |
70 | |
DP |
1.898.873 |
%5,42 |
0 | |
GP |
1.064.871 |
%3,04 |
0 | |
Bağımsız |
1.835.486 |
%5,24 |
26 | |
Diğer |
1.592.132 |
%4,547 |
0 | |
Toplam |
35.017.315 |
0 |
549 |
Piyasalar Seçim Sonuçlarını Olumlu Karşıladı
Piyasa uzmanlarının yorumlarına göre, iktidar partisinin oylarını daha da arttırması, beklentileri karşıladı. Uzmanlar, seçim sonuçlarının olumlu çıkması, uygulanmakta olan ekonomi politikalarının devam edecek olması ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu seçim sonuçlarına göre sorun çıkması olasılığının hemen hemen kalmamasının piyasaları olumlu etkileyeceği görüşünde birleşiyor.
Ak Parti’nin Seçim Beyannamesinde Ulaştırma Sektörü
Ak Parti’nin seçim beyannamesinde ulaştırma sektörüne ilişkin geçmiş dönemde yapılanlar özetlendikten sonra, yeni dönemde yapılacak bazı çalışmalar sıralanıyor.
AKP'nin seçim beyannamesinde geçmiş dönemde yapılanlar şöyle özetleniyor;
Karayolu
AKP iktidarı döneminde Karayolu Taşıma Kanunu'nu çıkarıldığı anımsatılan beyannamede, yıllardır arz-talep dengesi göz ardı edilerek gelişigüzel yapılanan yurtiçi kara taşımacılık sektörüne çekidüzen verildiği, belge sistemine geçişin sağlandığı kaydedildi. Mali ve mesleki yeterlilik ile mesleki itibarı esas alan düzenleme ile sektörün sağlıklı yapılanmasını sağlayan önemli adımların atıldığı belirtildi. Bu dönemde Cumhuriyet tarihinin en uzun bölünmüş yol ağının yapıldığı anlatılan beyannamede, 2002 yılı sonu itibariyle bölünmüş yol ağının toplam 4 bin
Demiryolu
Demiryollarında, Ankara-İstanbul Hızlı Tren Hattı inşaatının başladığı, bu projenin tamamlanmasıyla, Ankara-İstanbul arası seyahat süresinin üç saate, Ankara-Eskişehir arası seyahat süresinin de bir saate ineceği anımsatıldı. Ankara-Konya Hızlı Tren Hattı'nın yapımının sürdüğü, proje ile Ankara-Konya arası seyahat süresinin bir saat 15 dakikaya ineceği kaydedildi. 12 saat 30 dakika olan İstanbul-Konya arasının da 3 saat 30 dakikaya düşeceği kaydedildi. Türkiye'nin ilk hızlı tren üretim fabrikasının Kore-Türk ortaklığı ile Sakarya'da kurulacağı, fabrikanın bu yıl tamamlanarak üretime başlayacağı anlatıldı. Beyannamede, gelecek dönemde birçok fabrikayı ana demiryolu güzergahına bağlayabilmek için işletmelerle ortak çözümler geliştirileceği de belirtildi.
Havacılık Sektörü
AKP iktidarında havacılık sektöründe iç hatlarda tekelin kaldırıldığı, teşvikler sayesinde özel şirketlerin tüm yurtta tarifeli seferler yaptığı vurgulandı. Yeni dönemde AKP'nin havacılıktaki serbestleşme politikasının dış hatları da kapsayacak biçimde yaygınlaştıracağı ve hava taşımacılığını imtiyazdan ihtiyaca dönüştürülmesini tamamlayacağı vurgulandı.
Denizcilik Sektörü
AKP iktidarı döneminde denizcilik sektörüne Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) sıfırlanmış yakıt verildiği, böylece denizlerde yolcu ve yük taşımacılığı önündeki engellerin kaldırıldığı anlatıldı. 3 yılda yaklaşık 7.5 milyon aracın, karayollarından deniz taşımacılığına kaydırıldığı, karayolları trafik kazalarında can kaybının azaltıldığı savunuldu.
Bu dönemde yapılan çalışmalar sonucu yabancı limanlarda tutulan Türk bayraklı gemilerin oranının yüzde 24'ten AB seviyesine yakın bir orana yüzde 6'ya çekildiği kaydedildi. Türk bayraklı gemilerin kara listeden çıkarıldığı belirtildi. AKP'nin yeniden iktidar olması durumunda Türkiye'deki liman altyapısının gözden geçirileceği belirtilen beyannamede, "Ege ve Marmara başta olmak üzere kamuözel sektör işbirliğiyle, lojistik merkezlerin bulunduğu büyük kapasiteli yeni liman projeleri hazırlanacaktır. Limanların demiryolu bağlantıları geliştirilecektir" denildi.
AKP seçimlerden sonra için sektörle ilgili önceliklerini şöyle sıralıyor:
• Sektöre yönelik birinci öncelik, ulaşımın alt sektörleri arasındaki bütünleşmenin temini, ekonomik büyüme amacına en fazla katkının sağlanması ve çevreyi tahrip etmeyen bir ulaştırma altyapısının oluşturulmasıdır. Bu amaçla, ülke ekonomisinin ve sosyal hayatın beklentilerine uygun ulaştırma alt yapısını oluşturmak üzere, taşıma türleri arasında dengeyi sağlayacak bir ulaştırma ana planı hazırlanacaktır. Ulaştırma alt sektörlerinin tamamını ele alan bir ulaştırma bilgi sistemi geliştirilecektir.
• AK Parti, ülkemizde yıllardır adeta kaderine terk edilen demiryollarımızın, özel sektörle birlikte ve çağdaş işletmecilik anlayışı çerçevesinde geliştirilmesine özel öncelik verecektir. TCDD Genel Müdürlüğü, bu amaçla yeniden yapılandırılacaktır.Türkiye’nin coğrafi konumuna ve uluslararası su yolları ve enerji kaynaklarına yakınlığı dikkate alınarak, Avrupa-Asya trafiği için ulaştırma sektörlerinin tamamını kapsayan entegre bir taşımacılık sistemi geliştirilecektir.
• Ülkemizin konumuna uygun olarak, komşu ülkelerle ortak yatırım imkanları araştırılacak; Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin ulaştırma sistemlerinin geliştirilmesine de teknik destek sağlanacaktır.
• Türk deniz filosunun, taşımacılıkta yüzde 30’lara düşen payının yüzde 50’lere yükselmesini sağlayacak projelere destek verilecektir.
• Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini müteakip kabotaj tekelinin kalkacağı da dikkate alınarak, yük ve yolcu taşımacılığında deniz taşımacılığının etkinleştirilmesi sağlanacaktır.
• Özellikle Ege ve Karadeniz bölgelerinde, tarifeli yük ve yolcu taşımasına yönelik deniz ulaşım projelerine destek verilecektir.
• Limanlar, merkezi idarenin denetiminde, bağımsız birer işletme şeklinde yönetilerek, uluslararası rekabete hazır hale getirilecektir.
• Gemi inşaat sektörü, yerli ve yabancı armatörlerin gemi ihtiyacını karşılayacak şekilde desteklenecektir.
• Hava limanlarının teknik altyapı ve standartları yükseltilecek ve özel havacılık işletmelerinin kurulması desteklenecektir.
• Karayolu altyapısı, trafiğin gerektirdiği kesimlerde, bölünmüş yol sistemi ile güçlendirilecek, ana güzergahlardaki kuzey-güney bağlantıları iyileştirilecek, kara yollarımızda trafik kazalarının yoğunlaştığı kara noktaların ortadan kaldırılmasına olağanüstü önem gösterilecektir.
• 15 bin kilometre karayolu duble yol haline getirilecektir.
Sektör 22 Temmuz Seçimlerine Nasıl Bakıyor? Beklentileri Neler?
22 Temmuz genel seçimlerinin sonuçlanmasının hemen ertesinde sektör dernekleri ve kuruluşları AKP’nin seçim başarısını kutlayan ve sektöre dair beklentilerini sıraladıkları açıklamalar yapmaya başladı. Aslında beklentilerin birçoğu birbirine benzer özellikler taşıyor. Herkesin birleştiği bir diğer nokta da yeni hükümetin sektörle daha fazla dirsek teması içinde hareket etmesi olarak görünüyor. Yani sektör “ne yapılacaksa beraber yapılacak” diyor.
UND Başkanı Tamer Dinçşahin: “Türkiye Lojistik Üs Olmak İstiyorsa, Sorunlarını En Hızlı Biçimde Çözmek Zorunda.”
Seçimlerin hemen sonrasında Uluslararası Nakliyatçılar Derneği (UND) Başkanı Tamer Dinçşahin ile geride bıraktığımız dönemi ve seçimler sonrası sektörün yeni hükümetten beklentilerini konuştuk.
Geride bıraktığımız beş yıllık dönemi nasıl buluyorsunuz?
Türkiye açısından baktığımız zaman geçtiğimiz dört buçuk senelik dönemde tek partili iktidarın getirmiş olduğu bir takım avantajlar vardı. Bu avantajlar da iktidar tarafından iyi şekilde kullanıldı diyebiliriz. Küreselleşme ve dışarıdan gelen paranın da yardımıyla Türkiye’de herkesin gözleyebildiği bir istikrar tablosu oluştu. Tabii ki istikrarın oluşumu bizim için de çok güzel bir gelişmeydi ancak taşımacılık sektörü olarak baktığınızda dış pazarların da etkisiyle belli seviyelere gelen kurlar sektörün gelişimini belli bir şekilde engelledi. Nasıl ihracatçılar için bu bir olumsuzluksa, taşımacılık için de aynı şeydi. Ancak belirli bir istikrar olması, gerekli düzenlemeler ve gelişimin varlığı, geçmiş dönem hükümetimize çeşitli avantajlar yarattı ve onlar bu avantajları iyi kullandılar.
22 Temmuz seçimlerinden sonrası için neler düşünüyorsunuz?
22 Temmuz’dan sonra çıkan tabloda AKP’nin beş seneyi daha büyük bir çoğunlukla temsil edileceğini görüyoruz. Bu aslında kendileri için sorumluluklarının biraz daha artışı anlamına geliyor. Geçmişte sorumluluk belliydi ve bir şekilde kullanılmıştı. Ancak önümüzdeki beş yıl, sorumluluklarının biraz daha artacağı bir dönem olacağını düşünüyorum. Bizim lojistik sektörü olarak ise kendilerinden beklentilerimiz oldukça fazla olacak. Lojistik sektöründe hepimizin bildiği güncel sorunlar var. Bunun dışında yapısal sorunlar ve hazırlanması aşamasında olan projeler de var. Bunların önümüzdeki beş yıl içerisinde Türkiye’nin artık bir lojistik üs konumuna gelebilmesi için çözülmesi gerekiyor. Tabii ki bu sorumluluğu sadece hükümetin üzerine atmak da yanlış olacaktır. Sektörün de birlikte hareket etmesi ve yapması gereken birçok şey var. Ancak hükümetin de sektörle birlikte hareket etmesi gerekiyor. Burada sektör kendisini geliştirecek, hükümetimiz de bu konuda kendisine düşen görevi yaparak bizim önümüzü açacaktır. Ben yeni hükümetin de bu zamana kadar oluşturmuş oldukları istikrarı bundan sonra da devam ettireceklerine inanıyorum.
Geçtiğimiz dönemi taşımacılık sektörü için nasıl geçirdik?
Aslında geçtiğimiz dönem içerisinde karayolu taşımacılığının adetsel gelişiminin sağlandığını söyleyebiliriz. Ayrıca normlara ve çevre faktörlerine uygunluğu veya rekabetçi olunması için firmalar tarafından gelişimi sağlandı. Bu süreç içerisinde teşvik yoktu. Zaten sektör tarafından da istenmiyordu. Sektör rekabet edebilmesi için araçlarını yenilemek, modernize etmek zorunda olduğunu ve yeni teknolojileri kullanmak zorunda olduğunu bilerek bunları yaptı. Biz bunları yaparken karayolu taşımacılığının rekabetçiliğinin gelişimi, yabancılarla mücadelesi açısından neler yapıldı? İşte bunu sorgulamak lazım. Biz bu konuda denetimlerin artırılmasını istiyoruz. Yabancı araçlar payımızı alıyor diyoruz. Bununla ilgili bir mücadele ne yazık ki yapılmadı. Bakıyoruz bunun da ötesine, kota ve vize sorunları diyoruz. Mücadelesinin hepimiz tarafından ne kadar yapıldığını biliyoruz. Bizler her gün gündeme getirsek ve mücadele etsek de aslında önemli olan sonuçtur. Önemli olan neredeyiz. Aslında baktığınızda beş senelik süreç içerisinde karayolu taşımacılığının kendi gerçek aktivasyonunun devam ettiğini görüyoruz. Elbette yapılması kolay olmayan şeyler tabii bunlar. Ama isterdik ki bu sorunlara biraz daha hızlı çözüm getirilebilsin. Şimdi önümüzde beş yıllık bir süreç daha var. Bu süreç içerisinde bu bahsettiğim hepsini çok hızlı bir şekilde çözmemiz gerekiyor.
Yeni hükümetten beklentileriniz neler?
Türkiye bir lojistik üs olacak diyoruz. Lojistik üs olabilmesi için ise sahip olduğumuz birçok yapısal sorunun ortadan kalkması gerekiyor. Örneğin, gümrüklerle ilgili probleminiz varsa, ulaşımla modlar arasındaki taşımalarınızla ilgili problemleriniz varsa hiç kimse sizi sadece coğrafi konumuzdan dolayı tercih etmez. Sizin kendi iç sorunlarınızı, yapısal sorunlarınızı halletmeniz gerekiyor ki dışarıdan gelecek olanlar da sizi sorusuz bir ülke olarak görebilsin ve ben burada işlem yaparak hareketlerimi rahat sağlarım diyebilsin.. Bunun için önemli olan nedir? Mesela gümrük mevzuatlarında eksikliklerimiz var. En basit örnek yoğun olan gümrük idarelerinin 24 saat çalışmaması. Yoğun gümrük idarelerinin bırakın saat beşte kapatılmasını, 24 saat çalışması gerekiyor. Dün akşam bir taşımacı arkadaşım mesaj attı. Diyor ki; “Tamer bey iyi geceler. Kapıkule’de memurlar iş yavaşlatma yapıyorlar. 12 saattir bekleyen araç var. Şoförler olay çıkarabilir.” Şimdi bu böyle olmamalı. Bir şekilde o nokta bizim girişteki aynamızdır. O kapımızda hiçbir zaman sorun çıkmaması gerekiyor. Buralarda memur yetersizliği veya fiziki olarak alan yetersizliği olmamalı. Ayrıca bir diğer sorun olarak kapımın önünde kota ve vize sorunu var, içeride ise gümrük sorunu var, yürüme yasakları var, demiryollarının gelişmemesi sorunu var. Bakın ben bir karayolcuyum ama demiryollarının gelişmemesi beni etkiler. Niye etkiler? Çünkü ben ne kadar birbirlerine entegre olmuş modlar arası bir taşımaya sahip olursam kapasitem ve verimliliğim de o kadar artacaktır. Türkiye’de bu modların bir arada buluştuğu bir nokta ne yazık ki yok. İşte lojistik köy dediğimiz şey bu tür sorunların hepsinin üstesinden geleceğine inandığımız bir projedir. Bu proje neyi getirecek? Modlar arası dengeyi getirecek. Verimlilik ve maliyet avantajı getirecek. Zaman avantajı getirecek. Biz bunu yeni keşfediyoruz ama dünya bunu çok önceden keşfetmiş. Bugün Almanya’da otuz üç tane lojistik üs var. Bu üslerin ülke ekonominse getirileri çok yüksek rakamlara ulaşıyor.
Seçim sonrası düşüncelerini paylaşmak için diğer sektör dernek ve kuruluşlarıyla bir araya geldiniz mi?
Yeni hükümetten sektörle ilgili beklentilerimizin hepsini kaleme aldık. Bununla birlikte yurt içi kamyoncular, Utikad ve UND olarak da kendi içimizde ayrı bir şekilde yine sorunlarımızı masaya yatırdık ve bir evrak üstünde konuştuk. Hatta bunu da İstanbul Ticaret Odasına bir rapor olarak verdik. Oto taşıyıcılarla konuştuk, demiryolu Taşımacıları Derneği (DTD) ile konuştuk. Bu sorunlarımızın hepsini tabii ki yeni hükümet döneminde de hep birlikte masaya koyacağız.
Yeni seçilecek olan Ulaştırma Bakanı ile ilgili düşüncelerini alabilir miyiz?
Şunu söylemek isterim ki, biz bakanımızdan mutluyduk. Tabii ki kim gelirse gelsin birlikte çalışırız. Ama biz süreçlerimizde bizi dinleyecek, bizimle birlikte hareket edecek, sektörün önünü açacak alt açılımları da istiyoruz. Beş senede sayın Binali Yıldırım ile belli bir yol aldık, bundan sonraki bir beş seneyi de bu sorunları başka bir bakana anlatmak yerine sektörü tanıyan bir kişi olarak kendisiyle birlikte götürmek de bizim isteğimiz.
Erol Soylu: “Seçmen tercihini istikrarın devamından yana kullandı.”
RO-RO Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (
RODER İkinci Başkanı Erol Soylu, seçim sürecinin memnuniyet verici bir atmosferde gerçekleştiğini belirterek, seçmenlerin sağlanan istikrarın devamından yana tercih kullandığını kaydetti ve yeni kurulacak hükümetin aşağıda sıralanan konuları gündemine alması gerektiğini hatırlattı.
10.07.2003 tarihinde yürürlüğe konan 4925 sayılı karayolu Taşıma Kanunu ile ülkemizde Karayolu Taşımacılığı sektöründe yeni bir dönem başladığını, ancak lisanslarını almadan veya lisansı olmasına rağmen kendi faaliyet alanı dışında faaliyet gösteren firmalarla lisans alan firmalar arasında haksız rekabete yol açtıklarını belirten Soylu, bu yönde yeni dönem hükümetimizin, ivedilikle denetim mekanizmalarını kurmaları ve bu denetimleri bütünüyle başlatmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca Soylu, ikili ve çoklu karayolu anlaşmaları ve protokoller ile -verilen kotalar dahilinde- bu ülkelerin araçları ve amacına uygun geçiş belgeleri ile yapılan taşımalar hariç olmak üzere, amacına uygun olmayan geçiş belgeleri ile yapılan, yabancı araçların 3.ülke taşımalarının, son derece sıkı bir şekilde denetime tabi tutulması ve bu tip teşebbüslerde bulunan yabancı araçlar ve firmaların cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi.
Ayrıca Erol Soylu, geçiş belgeleri-kotalar ve Gümrük Kanunu ile ilgili sorunların giderilmesi ve kısa yol deniz taşımacılığının geliştirilmesi konularında yeni hükümetten beklentileri olduğunu belirtti.
Roder Genel Sekreteri Hakan Bezginli’de yeni iktidardan beklentilerinin sektöre yönelik bir master plan oluşturulması olduğunu söyledi. Bezginli, önümüzdeki dönemde enflasyon, faizler, ve döviz kurlarında sağlanan gelişmeler dışında dış ticaretin bir parçası olarak sektörün en büyük beklentisinin genel olarak dış ticaret açığının dengelenmesi olduğunu söyleyerek, sektöre yönelik bir master plan oluşturulmasını istedi. Ayrıca Hakan Bezginli sektör özelindeki en büyük beklentilerinin ise bir an önce yabancı araçların Türkiye’den dönüş yükü almalarına yönelik düzenlemenin yapılması ve uygulamaya konulması olduğunu belirtti.
Utikad yeni hükümetten strateji oluşturmasını istedi
22 Temmuz genel seçimleri sonrası açıklama yapan UTİKAD Yönetim Kurulu, seçime katılım oranının yüksekliğine işaret etti ve yeni hükümetin lojistik sektörünü strateji çerçevesine kavuşturmasını istedi.
Uluslararası Taşımacılık Ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu imzasıyla yayınlanan açıklamada Lojistik sektörünün yeni dönemde AKP iktidarından beklentisini şu sözlerle ifade etti:
“Lojistik sektörü yeni dönemde AKP iktidarından beklentisi, sadece sektörün beklentileri doğrultusunda, kısa vadeli sorunların aşılması yönünde taşımacılık icraatı üretmesi değil, ülkemizin dış ticaretinin ve uluslararası rekabet avantajının önemli bir parçası olan lojistik sektörünü, ülke menfaatleri doğrultusunda bir strateji çerçevesine kavuşturmasıdır. Deneyimli ve gelişmiş sivil toplum örgütlerine sahip lojistik sektörü bu stratejinin oluşturulması ve uygulanmasında kamu ile işbirliğine her zaman açık olduğunu ispatlamıştır. Bu vesileyle 22 Temmuz seçim sonuçlarının Türkiye'ye barış, refah, istikrar ve esenlik getirmesini diliyoruz.”
Taysad: “Yeni hükümetin çok daha reformist atılımlar yapacağını umut ediyoruz.”
Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Sn. Ömer Burhanoğlu, 22 Temmuz seçimleri sonrasında oluşturulacak olan yeni hükümetten beklentilerini açıkladı.
Otomotiv sanayi olarak yeni hükümetin reel sektörde çok daha reformist atılımlar yapacağını umut ettiklerini belirten Burhanoğlu, beklentilerini şu sözlerle belirtti: “Sanayi için gerekli altyapı ve girdilerin rakip ülkelerle yarışabilir seviyeye gelmesi, teknoloji ve üretim yatırımlarının özendirilip önünün açılması için oluşturulacak politikaların beklentisi içinde sıkı takipçisi olacağız. Adalet ve Kalkınma Partisini başarısından dolayı kutluyor, bir önceki dönemde başlatılan lider sektör otomotiv sanayine olan ilginin yeni dönemde de bir bakanlık çerçevesinde müsteşarlık olarak temsil edilerek taçlandırılıp, bu ilgi ve işbirliğinin artarak devam etmesini talep ediyoruz.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |