Fotograf Albümünü Görmek İçin Tıklayın
Türkiye’ deki tankerlerin üçte ikisini, frigofrik treylerlerin beşte dördünü bünyesinde barındıran Mersin’de, büyükşehirlerde pek de alışkın olmadığımız, şehir içindeki trafikte seyir halindeki kamyonlar, sıradan geliyor insanın gözüne. Trafiği binek araçtan çok ağır vasıta oluşturuyor neredeyse. Bunda limanın şehrin göbeğinde bulunması da önemli etken... Bu hareket şehre hayat veriyor. Öyle ki; sanki nakliye sektörü dışında bir sektör olmadığı izlenimine kapılabiliyorsunuz bu şehirde.
Mersin’de taşımacılıkla ilgili olarak Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 1400 civarında firma bulunurken bunların yaklaşık 200 tanesi ulusal taşımacılık yapıyor. Bu firmaların yanında, Mersin dokuz kooperatifi, bunlara bağlı bulunan üçbine yakın üyesi ve nakliye organizatörleriyle dev bir nakliye sitesini andırıyor adeta. Kara ulaştırması verileri incelendiğinde kapasitenin yüzde 60’ının Mersin hinterlandında olduğu da ortaya çıkıyor.
Bölgede özellikle Ortadoğu ve Irak’a ihracat çıkışlarının yapıldığı görülüyor. Mersin’den yapılan ihracat ve transit taşımalarda Irak’ın belirleyici rol oynadığı ve Irak pazarının sürekli gelişen yapısının bunda etkili olduğunu söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. Dünyanın en genç araç filosuna sahip olan Mersin, Türkiye’nin güneye açılan kapısı olma özelliğiyle de ayrı bir öneme sahip.
Lojistik bir üs olma iddasına da emin adımlarla ilerleyen Mersin’de genellikle kuru bakliyat, ithal ürünler, pamuk gibi sanayi ürünleri, yaş sebze, meyve ve narenciye taşımacılığı yapılıyor. Mersin’de daha çok uluslararası nakliyecilik yapılırken çevre iller; Gaziantep, Konya, Adana illerine de taşımacılık yapılıyor. Taşımacılığın türü, taşınan maddenin niteliği ve taşımacılık moduyla ilişkili olarak ve yine yılların alışkanlığı ile Mersin’de daha çok Mercedes ve MAN markası tercih edildiği ifade ediliyor.
Mersin’de sektörel dağılıma baktığımızda tarım sektörünün yüzde 40, sanayi sektörünün yüzde 60, madenciliğin ise yüzde 0,04 payla ihracat içerisinde yer aldığı görülüyor.
Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yayınlanan istatistiki verilere göre 2006 yılında Mersinli firmalardan yapılan ihracat 2005 yılına göre yüzde 20, ithalat ise yüzde 10 oranında artış gösterdi. 2006 yılında Mersin ihracat değerlerine göre Türkiye’de 12. sırada yer aldı.
1960 yılında kurulan Mersin Limanı, bölgenin ekonomideki lokomotifi olarak yorumlanıyor. 2006 yılında Mersin Limanı yükleme, boşaltma faaliyetleri incelendiğinde 2005 yılının aynı dönemine oranla yüzde 9 artış olduğu gözleniyor. Mersin limanından yüzde 34 gibi bir oranla daha çok petrol ürünlerinin yükleme, boşaltma işlemleri yapılıyor.
Mersin’de daha çok uluslararası taşımacılık yapılmasından dolayı sınır kapıları ve limanla ilgili problemlerle karşılaşıyoruz. Limanın işletmesi, altyapı ve teknolojik sorunları, fiyat tarifesi gibi konular, Mersin ve civarındaki kentler için ihracat, ithalat ve transit taşımacılıkta son derece önemli bir işlevi olan Limanı kullanmak isteyenlerin karşısına engel olarak çıkıyor. Limanın mevcut kapasitesinin altında çalışması ise dış ticarete ket vuruyor. Habur Sınır Kapısında yaşanan yoğunluk ve kapasitenin yetersizliği işleri durdurmasa da sekteye uğratırken, oldukça hareketli olan limanın neredeyse yılan hikayesine dönen özelleştirilme süreci buradaki en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Mersin, yalnızca zengin tarihi, kültürü ve turizmi ile değil, aynı zamanda verimli ve geniş tarım arazileriyle de Türkiye’nin en önemli ticaret merkezlerinden biri. Mersin Limanı, sadece Mersin’in değil Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı. Doğu Akdeniz’in en önemli limanlarından birisi olan Mersin Limanı, ülkemizin ithalat, ihracat ve transit ticarette en önemli limanlardan biri. Ama tüm bunlara rağmen Mersin Limanı son yıllarda mevcut kapasitesinin altında çalışmakta. Limanın Özelleştirilmesine ilişkin yaşanan sıkıntılar gerek ulusal gerekse de uluslararası taşımacılıkta nakliyecileri bazı sorunlarla ister istemez karşı karşıya getiriyor. Mersin’de ilk önce limanı ziyaret ediyoruz. Limanın dışarıdan bakıldığında görülen heybetli yapısı içeri girdiğimizde bizim için daha çok ürkütücü hale geliyor. Üzerimizden geçen tonlarca yük bile hayranlık uyandırıcı. Açıkçası liman muhteşem…
Türkiye’nin önemli limanlarından biri olan ve dünyaya açılan kapısı Mersin Limanı, 27 Nisan 1960 tarihinde hizmete açılmış fakat tamamlanması 1963 yılını bulmuş. Şu anda TCDD tarafından işletilen Mersin Limanı yaklaşık iki yıldır özelleştirme sürecinin tamamlanmasını bekliyor. Burası düzenli sefer bağlantılarıyla beş kıtadaki limanlara açılabilen bir deniz.
276 memurun 846 işçinin çalıştığı Mersin Limanını, İşletme Müdürü Duran Kurt, Liman Müdür Yardımcıları Ali Osman Sadi ve Ahmet Kurşun’la birlikte gezdik.
Limanın fiziksel yapısından bahseder misiniz?
Geniş bir hinterlanda sahip olan Mersin limanı yurt içinde iyi bir şekilde kara ve demir yoluyla bağlanmıştır. Limana en yakın hava alanı Adana’da olup uzaklığı 60 kilometredir. Akdeniz ve Güneydoğu için ithalat ihracat kapısı olması yanında Ortadoğu ülkeleri için transit merkezidir. GAP projesinin tam anlamıyla hayata geçmesi ve Türk devletleri ile olan ticari ilişkiler Mersin limanının önemini daha da arttırmaktadır. KKTC’nin ülkemize ve dış dünyaya bağlantısı limanımızdan sağlanmaktadır. Düzenli sefer yapan Ro-Ro tipi ve yolcu gemileri limanımıza gelmektedir. Limanımızın dökme boşaltma kapasitesi 8 milyon 600 ton. Kargo kapasitesi 2 milyon 704 bin 600 ton, dökme kuru yük kapasitesi, konteynır operasyon kapasitesi 549 bin, dağlarda yük tutma kapasitesi 15 milyon 600 bin ton, kapalı alanlarda yük tutma kapasitesi 330 bin ton, sahalarda konteynır tutma kapasitesi 370 bin ton. Limanın kurulmasındaki amaç Türkiye’nin ithalat ve ihracatını arttırmaktır. Buraya gelen- giden yüklerin yurtdışı ile bağlantısını sağlamaktır ve amacına da ulaşmıştır.
2006 yılının ithalat ve ihracat faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?
2006 yılında gelen toplam gemi sayısı 3961 gemi. Toplam yük miktarı 16 milyon 533 bin 751 ton. 641 bin 739 adet 20 ton kapasiteli konteynır. Bu yılın ilk iki ayında ihracat 1milyon 108 bin 362 ton. İthalat 1 milyon 308 bin olarak gerçekleşti.
Araçlar yükü boşaltırken nasıl bir yol izliyor?
Araçlar direk eşyayı gemiye verebiliyor, ambara bırakıyor, direk konteynıra yükleyebiliyor. Ambardan da gemiden de alabiliyor. Bunlar geminin rıhtıma gelme zamanına bağlı. Gümrük işlemlerine bağlı. Laboratuardan geçmesi gereken bazı eşyalar olabiliyor.
Kaç kapısı var Mersin Limanının?
A,B,C,D kapıları var. Toplam dört kapı. B kapısı konteynır araçların giriş çıkış kapısı. A kapısı yolcu ve taksilerin giriş- çıkış kapısı. D kapısı boş ve dolu araçların giriş kapısı. C kapısı boş ve dolu araçların çıkış kapısı. Böyle yerlerde kapılar ne kadar fazla olursa hırsızlık oranı da fazla olur. Kapılar ne kadar az olursa o limanın emniyeti o kadar sağlanmış olur.
Araçların burayı kullanma prosedürlerinden bahseder misiniz? Ne kadar sürede işlem tamamlanıyor?
Burası açık pazar. Belli bir ücret karşılığı herkes yükünü taşıyabilir. Bizim burada liman olarak yaptığımız iş hizmet üretmek. Tahliye hizmetleri veriyoruz bunun karşılığı ücret alıyoruz. Kargo yüklüler ayrı bir kapıdan, konteynır yüklüler ayrı bir kapıdan girmektedir. Kargo yüklülerin liman olarak kapılardan girme süreci gümrük işlemlerinin tamamlanmasına bağlıdır. Gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra limana alınır ve 24 saat içerisinde limanımızda yüklemesini, boşaltmasını yapar.
Yükleme işlemi nasıl yapılıyor?
1 nolu 2,3,4 nolu ambar, CSF1 ve CFS2 olmak üzere 6 tane ambar var. Yalnız CSF1 CSF2 dediğimiz ambarlar konteynırın içindeki eşyaların yükletildiği boşaltıldığı ambarlar. Burası bizim konteynır terminali dediğimiz bölge. Rıhtımı
Mersin’deki sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili olarak Şemsettin Sor ile konuştuk. Mersin Nakliyeciler Derneği Başkanı olan Şemsettin Sor, aynı zamanda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği yapıyor. Bunların dışında Mersin Nakliyat adlı bir şirketin sahibi de olan Şemsettin Sor, Mersin’de nakliyecilik konusunda bilgi sahibi kişiler arasında yer alıyor.
“Ulaştırma Bakanlığı’nın yapmış olduğu Kanun’da bazı eksikler var.”
Mersin genelinde nakliye konusunda yaşanan problemler nelerdir?
Mersin olarak Türkiye’nin lojistik üssü olma yolundayız. Sektör olarak da önemli sorunlar yaşamaktayız. Örneğin, son çıkan Karayolu Taşıma Kanunu. Tabiİ® ki, Ulaştırma Bakanlığı’nın yapmış olduğu Kanun’da bazı eksikler var. Onların denetlenmesi gerektiğine inanıyoruz. En önemli sıkıntımız haksız rekabet ve aşırı tonaj. İlimizde bazı üretim yapan sanayi kuruluşları, bazı nakliye firmaları istihap haddinin üç katı yük taşımaktadırlar. Bunlar hem kara yollarımıza zarar veriyor hem de haksız rekabete neden oluyorlar. Cezaların daha fazla caydırıcı olması için o araçların bağlanması gerekir, gerekirse belgelerinin iptal edilmesi gerekir.
“ …ikiz plaka dediğimiz tip plaka kullanıyorlar ve bu suçun cezası en fazla üç ay.”
Bir diğer sıkıntımızda son zamanlarda artan, taşınan malın çalınması olaylarıdır. Şoför malı yerine ulaştırmayıp bunu çalıyor ve ortadan kayboluyor. Bu kişileri yakalayamıyoruz çünkü yük alan arabanın plakası genellikle sahte oluyor. Biz bunu araştırıyoruz ama ikiz plaka dediğimiz tip plaka kullanıyorlar ve bu suçun cezası ne biliyor musunuz, en fazla üç ay.
Gayri resmi yolardan da ulaşsak, ya pazarlık yapıyoruz ya da gücü olan gücü yettiğince bunlarla mücadele ediyor.
Mersin’deki ticaret potansiyeli nedir, bu değerlendirilebiliniyor mu? Araç sayısının fazla olması bu potansiyeli etkiler mi?
“… iki yıla yakın sürede limanı alan şirkete devir yapılmadı.”
Mersin, Mardin, Antep ve Hatay. Bu dört il Türkiye’de taşıma araçlarının yüzde 33’üne sahip. Dünyanın en genç araç filosuna sahibiz. Gerçekten bu Türkiye için çok önemli. Araç sayısı gerçekten haddinden fazla. Mersin’den ve İskenderun limanlarından, gerek transit yük, gerekse de buradan Irak’a yapılan ihracatlar İskenderun’dan karşılanıyor. Yani Güneydoğunun tüm araçları da bölgemizde ikamet ediyorlar. Irak’a yapılan taşımalar azaldığından o araçların tamamı Mersin’den Türkiye içine yöneliyorlar. Oradan getirmiş oldukları ucuz mazottan faydalanıyorlar. Burada bir de daha ucuza nakliye yapabiliyorlar. Türkiye’de zaten en ucuz nakliye yapılan yer Mersin’dir. Mersin limanında bir potansiyel vardır, çünkü Mersin Türkiye’nin güneye açılan kapısıdır. Önemli oranda ithal sanayi ürünleri ithal edilmekte, buradan Türkiye’ye dağıtılmaktadır.
Uluslararası taşımacılık yapanların yurtiçinde de taşımacılık yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“…en büyük sorunumuz yabancı plakalı araçların Türkiye içerisinde taşımacılık yapması.”
C2 belgeli bir aracın yurtiçinde taşımacılık yapmasına bir şey demiyorum hakkıdır. Türkiye’de vergi veriyor, taşıyabilir. Bizim en büyük sorunumuz yabancı plakalı araçların Türkiye içerisinde taşımacılık yapması. Özellikle Kıbrıs tırlarından rahatsızız. Mersin ve Taşucu limanlarında Türkiye’den Kıbrıs’a taşıma yapmak ve yük almak üzere bekleyen yüzlerce tır var. Bu araçlar bize hem haksızlık yapıyorlar hem normal fiyatın çok altında yük taşıyorlar.
Peki, Mersin’in önümüzdeki yıllarda gelişimi ne yönde olacak, neler bekliyorsunuz?
“Tonaj kontrolü, belge denetleme, hırsızlık olaylarının engellenmesi gibi sorunlar önlendiği takdirde çok daha iyi olacak.”
Mersin limanı özelleşti. Yeni sahibine verildikten sonra tabi bu bizim düşüncemiz yeni yatırımcılar gelecek. Lojistik merkez olacağız ve güçleneceğiz. Bunun için hazırlıklar yapılıyor. Beklentimiz olumlu yönde. Tabi burada yetkililere özellikle Ulaştırma Bakanlığı’na önemli görevler düşüyor. Tonaj kontrolü, belge denetleme, hırsızlık olaylarının engellenmesi gibi sorunlar önlendiği takdirde çok daha iyi olacak. Bir de Ulaştırma Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu km çarpı ton çarpı gemi fiyat tarifesi, eğer uygulamaya konulursa bu sayede şoför ve nakliyeci esnafın gelir düzeyi, refahı artacak.
Limanın Özelleştirilmesi Tamamlanmalı
Mersin Limanı, ekonomik olarak gerek Mersin için gerekse de Türkiye için önemli bir yere sahip. Özellikle Mersinlilerin temel geçim kaynaklarının başında gelmesi nedeniyle burada yaşanabilecek en ufak bir sorun tüm Mersinlileri etkiliyor. Mersin Limanı’nın PSA-AKFEN Grubu’na satışında Danıştay’ın yürütmenin durdurulması kararından sonra yaşanan sorunlardan yakınan Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı Ali Yavuz, biran önce limanın özelleştirilmesinin tamamlanmasını istiyor.
Mersin Limanı’ndan bahseder misiniz?
Mersin Limanı, Ortadoğu ve Türkİ® cumhuriyetlere transit kapı işlevi görüyor. Ama en büyük işlevi, kendi bölgesine ithalat kapısı olmasıdır. Yani Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri için ithalat ve ihracat kapısıdır.
Limanda ne gibi problemler yaşanıyor?
Limandaki sistemin işlerliğini sağlamak için gerekli yatırımlar yapılmıyor. Neden yapılamıyor derseniz; ‘ devlet özelleştirmeyi yaptım’ deyip ‘ben buraya para harcamam’ diyor. Dolayısıyla da yeni ekipmanlar alamıyorsunuz. Liman sahalarının betonlandırılması lazım ama bunu yapamıyorsunuz. Yeni insan gücü gerekiyor bunları alamıyorsunuz. O yüzden liman sıkışık. Hİ¢lbuki yük hacmi her geçen gün artıyor ve artmasına rağmen siz bunu takviye edemiyorsunuz. Çalışan sistemi geliştirmemiz lazımken daha da geriye gidiyor. Biran önce özelleştirme tamamlansın istiyoruz. Üyelerimiz yapılmayan hizmetlere para ödemek zorunda kalıyor. Örneğin, konteynır boşaltması için para ödüyor vatandaş ama liman bunu yapması gerekirken biz yapıyoruz. Bu yüzden boşa para ödemiş oluyoruz.
Limanda yapılan işlemlerin süresi hakkında ne söyleyeceksiniz?
Dünyanın bütün büyük limanların da otomasyon sistemi var. Yeni şirkete devredilirse eğer liman, burada da bu sisteme geçilir ve işlemler daha kısa sürer.
Mersin’den İtalya veya Slovenya’ya RO-RO hattı kurulacak, bu konu hakkında fikirlerinizi alabilir miyiz?
Evet, Mersin’de, Mersin Ro-Ro A.Ş. diye yeni bir firma kuruldu. Bu firmanın amacı, Mersin’le İtalya ve Slovenya arasında bir Ro-Ro hattı kurmak. Derince’den İtalya’ya, Çanakkale Kepez’den İtalya’nın alt tarafına tırlar taşınıyor. Bu firma kuruldu ve kısa süre içinde faaliyete geçecek. O zaman Mersin’in hinterlandındaki illerin tırları bütün ülkeyi geçip İzmir’e gitmeyecek. Adana, Antep’ten direk Mersin’e gelip, gemilerle daha kısa sürede geçecekler. Hem süre açısından, hem de ekonomik açıdan büyük tasarruf sağlayacak bir proje.
Mersinli Kooperatifler Benzer Sorunlar Yaşıyor…
Mersin’de bulunan kooperatifler taşımacılık sektöründe yaşanan sorunlar konusunda oldukça dertli Yaptığımız röportajların sonucunda Mersin’deki kooperatiflerin sorunlarının genelde benzer olduğunu gördük. Limanın özelleştirilmesinden kaynaklanan sorunlar, yasal düzenlemelerin yetersizliği, denetimlerin yapılmaması, haksız rekabet... Ulaştırma Bakanlığı’nın çıkardığı yasanın kamyoncu camiasına iyilik yapması gerekirken, kötülük yaptığını belirten kooperatifler denetimlerin yeterince yapılmamasından şikİ¢yetçi.
Denetimler Yapılmıyor!
Liman Damperli Kamyoncular Kooperatifi Başkanı Yaşar Yılmaz
Mersin bölgesini iş potansiyeli açısından değerlendirir misiniz?
“…kamyoncular artık bu işi yapamayacak duruma geldi.”
Eski kamyoncu, kamyonculuğunu yapamaz duruma geldi. Durumu iyi olanlar kamyon sayısını arttırdı. Fakat kamyon sayısı az olan, işlerini yapamadı. Zor durumda kaldı. Durumu iyi olan firmalar, 15- 20 tane tır aldığından, benim 15 tonla yük götüremediğim yere, o firma 25 tonu rahatlıkla götürüyor ve para kazanıyor. Bu işi yıllardan beri yapan kamyoncularımız ise o büyük firmaların altında eziliyor. Kamyoncular artık bu işi yapamayacak duruma geldi.
Mersin’de taşımacılık adına ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
“K1 belgeleri neden yollarda kontrol edilmiyor.”
Kaçak mazot kullananlar fiyatı düşük tutuyorlar ve para kazanıyorlar. Başkaları da yakıtını alıyor, fakat para kazanmıyor. Arabası yeni olmasına rağmen kaçak mazot kullanıyor. Ucuz taşıyor. Kaçak mazot almayan kamyoncunun ise götürdüğü kira bedeli yakıtını, kamyoncunun yol masrafını karşılayamıyor. Kanun çıkartıp, K1 belgelerini bizlere aldırdılar. Bizler sanıyorduk ki belge almayan çalışamayacak ve Bakanımızdan da bunun sözünü almıştık. Belgeyi alanla, almayanlar aynı şartlarda olacaksa bizler bu belgeyi neden aldık. K1 belgeleri neden yollarda kontrol edilmiyor.
Mersin’deki taşımacılık fiyatları ne durumda? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
“… denetimler artsa bizler bir ayda hizaya geliriz.”
Taşıma fiyatları hiç belli değil. Ankara’dan buraya yük getirmiş ama buradan dönerken bu yükün taşıma fiyatını hiç sormuyor. Komisyonunu nakliyeciye veriyor ve gidiyor. Dolayısıyla ben o yükü Mersin’den alıp Ankara’ya götürmek istesem bana o yükü vermiyorlar, diğer kamyoncuya veriyor çünkü ben 5’e götürürken, diğeri 2,5’tan götürüyor. Bu durum ancak belgeler ve km fiyatı sayesinde ortadan kalkar. Devletin kurallara uymayanlara ağır cezalar vermesi gerekir. Serbest tonaj uygulamalarını kısıtlaması, denetimleri arttırması gerekir. Yollardaki denetimler artsa bizler bir ayda hizaya geliriz.
Eklemek istediğiniz birşey var mı?
“… bizler ucuz mazot yazılarını görüyoruz da devlet görmüyor mu?”
Mersin’de C2 belgesi olan ve burada taşımacılık yapanlarla çok sık karşılaşıyoruz. Ayrıca kaçak mazot sorunu var. Bu durum Türkiye’deki nakliye sektörünü perişan ediyor. Yollarda giderken bizler ucuz mazot yazılarını görüyoruz da peki, devlet bunları görmüyor mu? Neden sormuyor ‘bu mazot neden ucuz?’ diye. Ankara’ya doğru yola çıkın ucuz mazot satan pek çok yer görürsünüz.
Borçsuz Araba Yok…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |